15 Temmuz 2008 Salı

Vapiano: Yavaş giden çok yaşar (mı?)


Bugün Anadolu yakasında ilginç bir restoran konseptini tanıma fırsatı buldum: Suadiye'deki Vapiano. İlk bakışta FanFang'ın İtalyan mutfağı versiyonu gibi geldi. Bu nedenle çok ilginçti. Gidenler görmüştür. FanFang'ta siparişinizi verirsiniz. Kasaya ödemenizi yapar, bir sipariş numarası alırsınız. Siparişiniz yarı açık mutfakta hazırlanırken, mutfakta aşçıların neyi nasıl pişirdiklerini görebilirsiniz. Çin yemeklerinin çoğu stir-fry olduğundan, yani yüksek hararetli ateşteki geniş sac tavada şöyle bir çevrilerek kısa zamanda piştiğinden, uzun süre beklemeniz gerekmez.

Vapiano'da da benzer sistem var. Mutfak, müşteriden camlı bir banko ile ayrılıyor ve fast-food restoranlardaki gibi bankonun arkasında birçok genç var. Aşçı giysileri giymişler ama biraz sonra okuyacaklarınız nedeniyle bu gençlere aşçı diyemeyeceğim. Kapıdan girdiğinizde size manyetik bir kart veriliyor ve sipariş verdiğinizde, siparişinizi alan pişirici gencin önündeki okuyucuya kartınızı okutuyorsunuz (aslında yazdırıyorsunuz). Böylece siparişinize ait bilgi manyetik kartınıza yükleniyor. Menü basit: Antipasti (başlangıçlar), Pasta (makarnalar), Piza ve Dolci (Tatlılar). Siparişiniz hazırlanırken tıpkı fast-food restoranın bankosunda bekler gibi bekliyorsunuz. Bitince tabağınızı tepsinize alıp gidiyorsunuz.

Oturma yerlerinin bir kısmı okul kantini görünümünde. Bu uzun masalar ve banklar da bana Wagamama'yı hatırlattı. Kalabalık zamanlarda tanımadığınız birileriyle de masanızı paylaşabiliyorsunuz. Masalardaki saksılara taze fesleğen ekilmiş. Yemeğinize biraz daha fesleğen eklemek isterseniz, hop, saksıdan bir-iki yaprak koparıverin, tamamdır...

Vapiano, az biraz İtalyanca bilgime göre Va Piano olarak mı yazılıyor acaba diye merak etmiştim, va piano, yavaş giden anlamına geliyor çünkü... Öyleymiş. Alman kökenli İtalyan restoranları zinciri, adını İtalyanca'daki "chi va piano va sano e va lontano" (yavaş giden, daha sağlıklı olur ve daha uzağa gider) deyiminden almış. İtalya'da çok yaygın olan slow food akımına da gönderme yapıyor. Yani yavaş ye, iyi ye, tadını çıkar... Tabii bunu Vapiano'da nasıl yapacağız bilemiyorum. Zira azıcık İtalyan mutfağı tecrübesi olan herhangi bir aşçı Vapiano'dakilerin yemek pişirme biçimlerini görse kahrolur. Çünkü Vapiano bankolarındaki tüm yemekler wok benzeri sac tavalarda pişiyor. Aslında makarna çeşitleri demek lazım, çünkü pizzalar için bankoda beklenmiyor. Tavaya önce zeytinyağı konuyor, sonra sos malzemeleri. Yan tarafta içi kaynar su dolu fritözler var. Buraya bir porsiyon taze makarna atılıyor. Makarna suda kaynarken makarna sosunun malzemeleri teker teker sac tavaya atılıyor. Tabii tavayı ısıtan ateş kaynağı hararetli olduğundan, arada yanık zeytinyağının kokusunu alabiliyorsunuz. Ben bugün, bir İtalyan mutfağı klasiği olan Pasta Carbonara yedim. Makarna tipini seçebiliyorsunuz, çok sevdiğim için tagliatelle ile istedim. Krema ve prosciutto ile yapıldığından, yakılacak ya da kavrulabilecek bir şey yoktu içinde. Fakat ben beklerken karidesli makarna isteyen bir bey vardı, onun yerinde olmadığıma şükrettim. Önce zeytinyağı yandı, sonra o bol yanık yağa karidesler atıldı. Sonra üzerine sarmısak ve diğer malzemeler atıldı. Bilemiyorum... Yağda kızarmış karidesli makarna yiyerek kendimi özel bir şey yemiş gibi hissedebilir miyim? Karar sizin. Buradan mekanın videolarını izleyebilirsiniz. Vapiano'da herşeyi hızlı pişiriyorlar, ama siz yavaş yiyin....

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails