18 Nisan 2009 Cumartesi

Adını unutabilirsin ama tadını asla...


Geçtiğimiz hafta 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterilen Ziyaretçi'nin etkisinden hala kurtulamadım. Finlandiyalı genç yönetmen Jukka-Pekka Valkeapää'nın ilk uzun metrajlı filmi. Adının nasıl okunduğunu asla bilemeyeceğim ve asla doğru telaffuz edemeyeceğim yönetmen, gösterim sonrasında seyircilerle kısa bir sohbet gerçekleştirdi. Finlandiya'da sinema okuduktan sonra reklam filmleri çeken yönetmenin iki kısa metrajlı filmi var ve her ikisi de ödüllü. Ziyaretçi ise (orijinal adı Muukalainen, Fince) hayli uzun bir film ve sizi oturduğunuz yerden alıp bambaşka bir dünyaya götürmeyi başarıyor. Fince çekilen film, belirsiz bir zamanda, belirsiz bir coğrafyada geçiyor. Yönetmen filmin Estonya'da çekildiğini söyledi. Mekan olarak seçilen ormanlık alan ve kulübe o kadar masalvari ki, zaman ve mekan kavramından kopmamak mümkün değil. Tabii grafik sanatlara ve ilüstrasyona özel bir ilgisi olan yönetmenin bu meyili filmin görselliğini de etkilemiş. Her biri birbirinden güzel"resim gibi" kareler, bol sembolizm (kargalar, atlar, zincirler, prangalar)... Filmdeki diyalog sayısı 20-30'u geçmiyor, buna rağmen temposu hiç düşmüyor. Başrol oyuncusu delikanlının ise performansı olağanüstü. Bu yıl festivalde pek fazla film izleyemedim fakat, Ziyaretçi (Muukalainen) ödül alırsa hiç şaşmayacağım.

NOT: Gecenin bir vakti bir Finlandiya filmi izlemek için gelen izleyici sayısı şaşırtıcıydı. İzleyiciler arasında Tülin Özen ve Nuri Bilge Ceylan'ı gördüm.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails