25 Mayıs 2010 Salı

Hangi yiyecek sağlıklı, hangisi değil?

Zaman zaman D&R'da kitap karıştırırım. Bu hafta bakınırken Michael Pollan'ın Food Rules (Yiyecek Kanunları) adlı kitabı geçti elime. Şöyle bir bakıyordum. Okumaya başladım. 15 dakika sonra kitap bitti, benim kafamdaki soru işaretleri de gitti...

Bu sene İfistanbul'da gösterilen Food Inc. belgeseli, birkaç yıl önce Super Size Me'nin başlattığı yediklerimizin sağlığımız üzerindeki etkisini yüzümüze tokat gibi çarparak anlatma eğilimini devam ettiriyordu. Filmi izlemedim ama  o gün bugündür "onu yemeyin, içinde şu var; bunu yemeyin, içinde o var" diye pek çok mail zincirinin dolaştığını gördüm. Bu mailler iyi niyetle başkalarını bilgilendirmek için yazılmış olsalar da, eksik bilgiler nedeniyle, daha çok bilgi kirliliği yaratıyor gibi görünüyor bana. Hangi maddenin ne kadarı zararlı? Hangi markada o şeyden daha çok var, hangisi daha az kullanıyor? Zararlı dediğiniz şeyden nasıl kaçınacağız?

Food Rules, cep boyunda bir kitap. Markete gittiğinizde ne almanız gerektiğini, sağlıklı yiyeceğin sağlıksız yiyecekten nasıl ayırt edileceğini çok çok basit bir dille, kısa cümlelerle anlatıyor (bu yüzden okumak 15 dakika sürdü). Kitapta şöyle kurallar var:

Tek bacaklı şeyleri yemek, iki bacaklı şeyleri yemekten; iki bacaklı şeyleri yemek, dört bacaklı şeyleri yemekten iyidir.

Tek bacaklı şey derken bitkileri  (bir sap üzerinde yükselen şeyleri) kast ediyor. Kuralın altında kısa açıklamalar var tabii.

Babaanneniz bugünün marketine girse sepetine ne atardı? Yiyecek olarak ne satın alırdı? Bunu düşünün ve babaannenizin zamanında (mesela 100 yıl önce) yemek olmayan şeylerin bugün de olmaması gerektiğini varsayın, diyor Pollan. Şu madde bu madde zararlı diye kafanızı karştırmadan, olabildiğince az işlenmiş yiyeceklerle beslenin diyor. 100 yıl önce kimse marketten konserve almazdı. Siz de almayın. 100 yıl önce hazır çorba yoktu. Mümkünse bugün de yemeyin...

Michael Pollan, eski bir dergi yayıncısı, yiyecekler ve beslenme konularında kitapları olan ödüllü bir yazar. Hakkında daha fazla bilgiyi kişisel web sitesinde görebilirsiniz. Diğer kitapları çok daha kapsamlı olarak yiyecek kültürü ve beslenme hakkındaki düşüncelerini anlatıyor. Son kitabı Food Rules'un bu kadar çarpıcı olması ise son derece özet ve basit  biçimde hazırlanmış olmasından kaynaklanıyor. İşte sizi çarpacak bir kural daha:

Bir şeyin adı her dilde aynıysa, o şey yiyecek değildir. Örneğin Big Mac, örneğin Cheetos, örneğin Pringles...

NOT: Food Rules Amazon'da 6 Dolar. Bizde dışarıdan gelen kitaplar neden bu kadar pahalı hiç anlamıyorum.

2 yorum:

dyt.kelebekdiyeti dedi ki...

merhaba,

yazınızdaki bir yanlış bilgiyi düzeltmek istiyorum. bir besinin işlenme durumu onu her zaman zararlı yapmaz.

Örneğin domatesin salçasındaki likopen taze domatese göre daha fazla bulunur ve daha fazla vücutta kullanım oranı bulunur gibi. 100 yıl önce marketten konserve alınmazdı ancak evlerde yapılırdı gibi..

Açıkcası bilimsel olmayan beslenme kitapları bende bir beslenme bilimci olduğum için bana çekici gelmiyor çünkü kodeksi bilmeden gıda katkı maddeleri öcü gibi gösterilebiliyor.

Amerikalıların bilindiği üzere fast foodan ibaret bir hayatları var ve evde bile marketten hazır yemek alıp mikrodalgalarda ısıtıp yemekteler. Bence onlarda bu kadar sert katı düşünceli kitapların çıkması oldukça normal. Türk insanı zaten ananelerine değer verdiği için eski beslenme kuralları hala geçerli...

Birde şöyle bir durum var gıda maddeleri içindeki katkı maddeleri öcü olurken neden sebze ve meyvelerdeki ek maddeler göz ardı edilir o da tartışma konusu olabilir.

Saygılarımla.

Nahide Mutlu dedi ki...

Sevgili Kelebek Diyeti,
Yazının başında geçen ve benim gerçekten kafamı çok karıştıran "hangi sebzede ve meyvede ne gibi katkı maddeleri var" konusunu biraz aydınlatabilir misiniz? Bu konuda bilgi sahibiyseniz lütfen hepimizi bilgilendirin.Bir gün bir bilim insanının çıkıp mesela "Türkiye'de serada yetiştirilen domatese şu, bu ve o ilaçlar (suni gübreler veriliyor). Sera domatesi değil tarla domatesi yiyin" demesini bekliyorum. Ya da "Antalya bölgesinde şu ilaçlar kullanılıyor, Fethiye bölgesinde kullanılmıyor" diye açık açık söylenmesi gerekiyor. Aksi takdirde bütün domatesler kötü, bütün domatesler iyi... Bilemiyoruz işte...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails