29 Temmuz 2007 Pazar

İyi fikir geliyorum demez...




Tasdix projesi grafikerler ve müzisyenler arasında ilgi görüyor. Ben de Tatlı Hayat'ın metinlerini tasdixliyorum. Alaaddin Adworks Tasdix için basın ilanı hazırladı. Sloganı "İyi fikir geliyorum demez". Ben çok beğendim. Tasdix, iyi fikre, özgün yaratıma sayısal zaman damgası atmayı sağlıyor. Bu yolla da ürettiğiniz şeyin ne zaman yaratıldığını belgeleyebiliyorsunuz. Bu ne işinize mi yarayacak? Zihinsel üretim eserleri izinsiz kullanıldığında ya da açıkça araklandığında "hey, o benim eserim, ben yaratmıştım, sen yaptığını sanıyorsun?" derseniz; önce eserin kendi eseriniz olduğunu kanıtlamanız gerekiyor. Çalınan fikir sizin fikriniz, ama haklı olduğunu ıspatlaması gereken kişi sizsiniz. İşte, eserinizin tasdixlenmiş hali elinizde mevcutsa, bu sıkıntıya girmiyorsunuz. "Ben bunu bu tarihte yarattım" diyebiliyor ve sözlerinizi de belgeleyebiliyorsunuz. Daha ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz. İlan bu yüzden bana çarpıcı geldi. Tasdix'in "fikriniz geldiği anda" elinizin altında bulunmasına vurgu yapıyor.

Tasdix ilanı Ağustos sayısında Grafik Tasarım dergisinde, Eylül'de diğer dergilerde yer alacak.

21 Temmuz 2007 Cumartesi

Hakiki Louis Vuitton iPhone kılıfı bulunur



Amerika'da iPhone piyasaya çıkalı daha bir ay olmadı ki Fifth Avenue'deki Louis Vuitton mağazasdının camına bir yazı asmışlar: Hakiki Louis Vuitton iPhone kılıfı bulunur! Rengarenk iPhone kılıfları kapış kapış gidiyor... Ha ha, bir Louis Vuitton mağazasının camına yazı asıldığını düşünebiliyor musunuz? Şaka bir yana, böyle bir şey olmadı, olmayacak tabii. Fakat Louis Vuitton'un bu kadar kısa zamanda iPhone kılıfı hazırlayıp piyasaya sürebilmesi bana içeride Türk gibi düşünen birilerinin çalışıyor olabileceğini düşündürdü. Bir de yazıp cama assalarmış "tam süper olacakmış"...

Resimdekiler gerçek iPhone kılıfı ve Louis Vuitton'da satılıyor. Şimdilik sadece New York mağazasında, ama yakında başta Japonya olmak üzere her yerde bulunur. Hatta iPhone Türkiye'de satışa çıkmadan Rumeli Caddesi ve Beyoğlu'nda Louis Vuitton iPhone kılıfı taklitlerini de göreceğiz: "Abla valla orijinal, bizim bir arkadaş Amerika'dan getiriyor bunları..." diye diye satacaklar, işte şuraya yazıyorum.

Resimdekiler 225 dolar ile 1120 dolar arasında değişen fiyatlarda. LV'un en çok tutulan serileri Epi, Taiga ve Monogram Canvas ve Alligator Skin desenlerinde. Biri mutlak sizin için : ))

Frappe yeniden Beyoğlu'nda



Melih'ten geçenlerde e-posta geldi. "Beyoğlu'nda Frappe'yi yeniden açtık" diye. Zaman çabuk geçiyor. İlk Frappe açıldığında sene 1996 mıydı, 1997 miydi? Beyoğlu'nda Pia'dan başka doğru dürüst kafe pek azdı. O dönemde Frappe'nin 20-30 metrekarelik minicik yeri dolup taşardı. Frappe sayesinde önce bulunduğu sokak ve bina, sonra tüm o bölgede fiyatlar fezaya fırladı. Şimdilerde kahve içmek için Starbucks veya Gloria Jean's'e gidiliyor. Ama aynı şey değil.Yolunuz düşerse yeni Frappe'ye uğrayın. Yaz sıcağında soğuk kahve frappe için. Ben bu hafta sonu uğrayacağım. İzlenimlerimi yazarım. Frappe Zambak Sokak 10 numarada. Telefonu 292 38 34.

7 Temmuz 2007 Cumartesi

Kim demiş karavan demode diye?





'60'lı, '70'li yıllarda Almanya'dan Türkiye'ye tatile gelen ailelerde vardı karavan. Karavanla tatile çıkmak, kilometrelerce araba kullanmak ve beğendiği yerde konaklamak o yılların özgürlükçü düşüncelerinin tatil anlayışına yansıması olarak yerleşti. Kendi adıma çocukken karavanla tatile çıkmanın anne ve babanın da dahil olduğu harika bir evcilik oyununa benzediğini düşünürdüm. Heves ederdim... Hiç karavanla tatile çıkmadım. Sonraları çalışmaya başlayınca yılda bir hafta tatili bile zor bulur hale gelince, karavan ve çadır tatili gibi şeyler bana pek ütopik gelmeye başladı. Bir ay tatilim olsa 10 gününü çadırda ya da karavanda geçirirdim. Ama zaten bir yıl boyunca iple çekilmiş bir haftanız varsa.... Hiçbir aksiliğe, hiçbir kötü sürprize tahammül edemezsiniz. O bir hafta o kadar değerlidir ki; rötar yapmayan uçaklar, kaybolmayan bagaj, sıra beklenmeyen gümrükler, her tür konfora sahip oteller ve yeni yerler görmenizi sağlayacak şehirler listesi içeren organize tur paketlerinden başka tatil hayaliniz olamaz. Turizm şirketleri de bunu gayet iyi biliyor zaten...

Bu sene yeni işimde henüz yıllık izin hakkım olmadığı için koca yaz nasıl geçecek diye düşünürken, Hasankeyf'e trenle yapılacak bir gezinin duyurusu geldi e-postama.Hasankeyf'e Sadakat Treni adlı gezi 30 Ağustos tatiline rastlayan haftada, 5 gün sürüyor. Gidişte ve dönüşte trende uyunuyor, bir gece de Hasankeyf'te konaklanıyor. "Hasankeyf'te otel, pansiyon vb. sınırlı olduğundan çadır ve uyku tulumunuzu yanınızda getirin" deniyor. Tren yolculuğunu severim oldum bittim. Fakat şu çadırda yatma kısmı beni biraz düşündürdü. önce benimle bu geziye katılmak isteyecek arkdaş bulamadım. Kimse önce trende, sonra yerde yatarak 5 gün harika tatil yapabileceğini düşünmüyordu. Sonra turizm acentesinin telefonları açılmayınca bu acentenin pek de iyi hizmet veren bir acente olmayabileceğini düşündüm. Gezi programını iyice inceleyince, konaklamadaki en büyük problemin nerede uyunacağı değil, nerede duş alınacağı ve nerede tuvalete gidileceği olduğunu fark ettim. Trende banyo olmadığına ve Hasankeyf'te otelde kalınmadıgına göre... Gezide aklım kaldı ama, yaz sıcağında 5 gün sivrisinekler tarafından yenmek, yapış yapış ter içinde kalmayı gözüm hiç kesmedi.

Bu sabah internette dolaşırken yukarıda resmi olan karavanı gördüm. www.sundancecatalog.com sitesinde 24.000 dolara satılan bu mini karavan, Amerikalılar'a harika bir yaz tatili geçirtecek bir çözüm olarak sunuluyor. Arabanın arkasına bağlanabilen karavanda yatak, ocak, eşya saklama bölmeleri, açıldığında altında oturulacak gölgelik alan yaratan bir tente de var. Benim gibi "macera istiyorum ama sefil olmak istemiyorum" diyenler için harika bir seçenek olabilir. Fiyatını da Türkiye'de satılmadığını da bir kenara bırakacak olursak, karavanla tatile gitmek kulağa hala çok cazip geliyor...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails