2 Mart 2010 Salı

Harcıalem couture olur mu? (*)

 
Ünlü modacı Sonia Rykiel'in H&M için tasarladığı özel koleksiyon geçtiğimiz kışa damgasını vurdu. Moda ile ilintili hemen hemen bütün sitelerde reklamlarını gördük. Şimdilerdeyse Jean Paul Gaultier'nin Target için hazırladığı koleksiyonun tanıtımı dönüyor. H&M de Target da bana göre harcıalem markalar. Peki couture tasarımcıların bu harcıalem markalarla işi ne?

Daha önceki yazılarımdan birinde, dünyanın hemen her yerinde mantar gibi biten harcıalem markaların tasarıma ve modaya önem veren kişileri memnun edemediğini yazmıştım. Mango, Zara, Top Shop, H&M gibi zincir mağazalar 15 günde bir vitrin değiştirseler de, reklamlarında Penelope Cruz'u oynatsalar da gerçek birer moda markası değiller. Modayı yaratan ya da yön veren markalar olmadıklarını söylemeye çalışıyorum. Onlar sadece tekstil tüketimine yön veriyor.

Çok büyük miktarlarda üretim yaptıkları için satışların yüksek olması gerekiyor. Reklamlarda oynayan ünlüler, renkli vitrinler, cicili bicili koleksiyon isimleri, indirimler, kampanyalar... Satış arttıracak pek çok pazarlama yöntemi deneniyor. Fakat daha önce de yazdığım gibi bu markalar kendilerini kaliteden çok "yenilik" ve "erişilebilir fiyatlı olmak"la konumlandırıyorlar. Bu şekilde de bir grup tüketiciye hitap ederken, başka bir gruba sırtını dönmüş oluyorlar.

Mağaza zincirlerinin moda dünyasını kendini kanıtlamış, tasarımları parmak ısırtan bir modacı ile işbirliğine gitmesi yeni bir şey değil. Geçmişte dikkat çekmek için ünlü bir modacının etiketiyle, ev tekstilinden tişörte kadar pek çok tasarımın satışa çıktığını gördük. İstenen sonuç elde edildi mi? Öyle görünüyor... "Harcıalem markalardan alışveriş ederken de iyi tasarım satın alabilirsiniz" mesajı oldukça başdöndürücü. Bu nedenle hem H&M için hem de Target için, ünlü modacılara koleksiyon hazırlatmak iyi bir pazarlama yöntemi. Koleksiyonların tanıtımlarından aldığım resimleri aşağıda göreceksiniz. Gerçekten çok hoş giysiler. Öte taraftan hem Sonia Rykiel hem de Jean Paul Gaultier, kendi modaevleri ve dünyanın dörtbir yanında butikleri olan, dünyada sayıları çok azalmış olan haute-couture tasarımcılar. Benim aklıma yatmayan şu: Bir tasarımcı olarak ömrünüzü marka olmaya adıyorsunuz; isminiz bir marka oluyor. Markanız kaliteyle, özgünlükle, yenilikçilikle ve modaya yön verebilme yeteneğinizle özdeşleşiyor. Sonra bir gün o muhteşem markanızın sizin vaad ettiklerinizin hiçbirini vaad etmeyen bir markayla yanyana gelmesine izin veriyorsunuz. Üstelik o marka, muhtemelen sizin bir yılda reklama ayırdığınız bütçenin 10 katını tek bir sezon koleksiyonunun tanıtımına ayırıyor ve mesajını verirken sesi sizinkinden çok daha yüksek çıkıyor. Hiçbiri gerçekte sizin müşteriniz olmayan kişiler "yaşasın, JPG tasarımı bir ceket satın aldım" diye seviniyor. Bütün bunların marka bilinirliğinizi arttırdığını ve marka algınıza hiç zarar vermediğini düşünsek bile, uzun vadede size ne faydası olacak? Bugün Target'tan ceketinizi alan, yarın butiğinizden gelip çanta almayacak çünkü... Bu couture tasarımcıların, kendi hazırgiyim markalarının birer ucuz alt markalarını oluşturup daha yaygın satış yapmak gibi bir niyetleri olabilir mi? Benim aklım oraya takıldı. Bu yazı ondan...

Jean Paul Gaultier'nin çalışmalarını topluca bulabileceğiniz harika bir sayfa buradan ulaşabilirsiniz. 

(*) Resimlerdeki giysilerin couture giysiler olmadığını ve bu şekilde satışa sunulmadığını elbette biliyorum. Bu yazıda adı geçen tasarımcıların adları couture ile özdeşleştiği için bu ifadeyi kullandım.

Resimler sırasıyla:
Sonia Rykiel'in H&M için hazırladığı koleksiyon (altta)
Jean Paul Gaultier'nin Target için hazırladığı koleksiyon 7 Mart'ta satışa sunulacak (altta ortada ve en altta)



  

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails