14 Aralık 2008 Pazar

Eyvah! Misafir*



*2006 yılında Sabah gazatesinin haftalık kadın eki Feminen'de böyle bir sayfa hazırlamayı önermiştim. Dergi kapanana kadar birkaç sayı boyunca Eyvah! Misafir adında bir sayfamız vardı. Sayfada ünlü birine şu soruyu soruyorduk: "Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız arasa ve yolda olduğunu, bir saate kadar size geleceğini söylese... Ne hazırlarsınız, ne ikram edersiniz?" Sayfayı ilginç yapan, herkesin mutfak ve konuk ağırlama yaklaşımının farklı olmasıydı. Kimi "bir çay demlerim, simit-peynir yeter" derken kimi de evinde her zaman güllü lokum bulundurduğunu ve kahveyle lokum ikram edebileceğini söylüyordu. "İki yumurta, bir bardak süt ve biraz unla, iki dakikada krep yaparım, ikram ederim" diyen pratik kişiler de oluyordu. Ünlünün evine gidip, kendi sunum şekliyle bu ikramı fotoğraflıyorduk. Eğlenceli bir sayfaydı.

Bu hafta bayram tatili dönüşü arkadaşlarımı eve davet edip, şarap-peynir partisi verdim. Hoş, kimse bayram tatiline gitmemiş, herkes İstanbul'daymış... Ne ikram etsem diye düşünürken aklıma Şemsa'nın Leziz Şeyler'i geldi. Pesto sosu ve zeytin tapenade aldım. Resimde gördüğünüz gibi minik kanepeler hazırladım. Hem beyaz, hem kırmızı şarapla gayet iyi gidiyor. Hazırlaması çok basit: Beyaz tost ekmeğini alın, 3-4 dilimi üst üste koyup, dört kenarından kabuklarını kesin. Dilimleri diyagonal olarak ortadan keserseniz resimdeki üçgen dilimleri elde edersiniz. Ben kanepelerimi kıtır seviyorum. Bu nedenle ekmeği fırında gevretiyorum. Fırını 160 derecede ısıtın. Fırın tepsisine dilimleri dizin ve üzeri altın sarısı olana kadar fırında tutun. Kabaca 10-15 dakika. Sonra soğutun. Misafirleriniz gelince (daha önce değil), kıtır dilimlerin üzerine pesto sosu sürün. Üzerine yarım cherry dometes, mozzarella, kaşar ya da uygun göreceğiniz başka bir çeşni koyup servis yapın. Zeytin tapenade için de aynısını yapabilirsiniz.

Resimde görülen beyaz şeyi ben icat ettim (!?). Rokfor peynirini tattığımda çok tuzlu olduğunu fark ettim. O kadar tuzluydu ki, tek başına yenemeyeceğini düşündüm. Bir parça rokforu çatalla ezdim ve iki-üç yemek kaşığı labne peynir ile karıştırdım. İçine biraz ceviz kırığı ekledim. Tadı hala çok güçlüydü. Biraz maydanoz kıydım, buzdolabında birkaç yaprak roka buldum, onu da kıyıp ekledim. Ekmeğe sürülebilecek hoş bir şey oldu. Bu karışımı daha fazla labne ya da krema ile daha cıvık yaparsanız dip olarak da ikram edebilirsiniz.

Sıcak ikram, marketten aldığım dondurulmuş soğan halkalarıydı. Soğan halkaları normalde fritözde pişiriliyor fakat ben evde kızartma kokusundan hiç hoşlanmadığım ve daha sağlıklı bulduğum için fırında pişiriyorum. Kızgın yağda şok pişirme işlemi yapıldığından, paketi açtığınızda halkalar zaten bir miktar yağlıdır. Tepsiye fırın kağıdı koyup, halkaları diziyorum. 200 derecedeki fırında pişiriyorum. Arada alt-üst etmek gerekiyor çünkü tepsiye değen yüzey çok daha çabuk pişiyor. Hiç yağ ya da tuz eklemiyorum. Yine çıtır çıtır oluyor ve elle yerken de elleriniz yağlanmıyor.

Saydığım her şey evde de hazırlanabilir. Soğan halkaları, pesto, tapenade... Vaktiniz varsa öyle, yoksa böyle yapabilirsiniz... Her şekilde misafirlerinizin çok memnun kalacağını garanti ederim.

Geçmiş bayramınızı kutlarım.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails